İnsanoğlunun yeryüzündeki yaşamının sürekliliği için tarımsal üretim vazgeçilemez bir zorunluluktur. Tarımsal üretim faaliyetleri içerisinde en önemli unsur ise kuşkusuz bitkisel üretimdir.
Bitkisel üretimin her aşamasında ürünlere zarar veren çok sayıda hastalık, yabancı ot ve zararlı böcek bulunmaktadır. Bu durum bitkisel üretim ile uğraşan insanları hastalık ve zararlılar ile mücadele için çok sayıda teknik geliştirmeye sevk etmiştir.
Biyolojik Mücadele Nedir: Biyolojik Mücadele en basit haliyle “bitkisel üretimde ekonomik kayıplara yol açan zararlı organizmalarla mücadelede doğada bulunan Faydalı Organizmaların kullanılması" olarak tarif edilebilir
Tarihi Süreçte Biyolojik Mücadele: İnsanlık tarihinin yazılı kısmından elde edilen bilgilere göre Mısırda M.Ö. 4000 yılında tahıl depolarında ve evlerde zararlı olan farelere karşı kedilerin bu amaçla evcilleştirildiği bilinmektedir. M.Ö. 3000 yıllarında faydalı böceklerin pupalarının çiftçilere satıldığına dair kayıtlar bulunmuştur. Çinliler özellikle ipekböcekçiliğinden dolayı böceklerin yaşamında dair son derece detaylı bilgiler edinmişler.
Biyolojik Mücadelenin yaygınlaşmasında diğer önemli bir dönüm noktası ABD'nin Kaliforniya eyaletinde Turunçgil alanlarında büyük sorun olan Unlubite karşı Rodolia cardinalis 1888 yılında Yeni Zelanda'dan getirilerek salınası ve zararlının başarılı bir şekilde kontrol altına alınmasıdır.
Osmanlı Dönemi Ülkemizde BM çalışmaları: Osmanlı dönemine kadar uzanmaktadır. Bu dönemde daha çok faydalı böceklerin yurt dışından getirilerek sorun yaşanan yerlere salınması şeklinde çalışmalar yapılmıştır.
İlk olarak 1910 yılında narenciye bahçelerinde ve bazı meyvelerde zararlı olan Torbalı koşnil (Iceria purchasi) ile mücadele maksadıyla o tarihte Osmanlı İmparatorluğuna bağlı olan Sakız Adası'ndan gelin böceği isimli parazitoit turunçgil bahçelerine salınmıştır.
Neden Önemli ? : Bugün için ülkemizde 552 adet ekonomik düzeyde zarar yapan organizma bulunmaktadır. Bunların sayısının yakın gelecekte azalmasından ziyade artması beklenmektedir ve bu durum gelişmiş tüm tarım ülkeleri için aynıdır.
Günümüzün gelişen teknolojisi sayesinde üretim alanlarında yapılan zirai mücadele faaliyetlerinin özellikle hedef dışı organizmalara olan zararını azaltmak mümkündür. Bunun en önemli göstergesi Uçakla Havadan Zirai Mücadelenin yasaklanması ve BKÜ'nin yalnızca belli ürün gruplarında ruhsatlanmasıdır.
Bakanlığımıza bağlı olan Fındık Araştırma Enstitüsü tarafından üretilen Samuray Arısı bugün itibariyle tüm ilçelerimizle eş zamanlı olarak İlimiz faunasına salınacaktır. Ülkemiz genelinde toplamda 1 milyon adet arı salınımı gerçekleştirilecek olup bunun 56.000"ni ilimizde salınacaktır.
- Salınım yapılacak her tüpte yaklaşık 56 adet arı bulunmaktadır. (515 lokasyonda salınım gerçekleşecektir. )
- Samuray arıları yüksek döl verme yeteneğinde olup yılda 10 döl vermektedir.
- Yapılan çalışmalarda Trissolcus türleri biyolojik mücadelede önemli görülmüş ve bu türler arasında da Samuray arısı mücadelenin ANAHTARI olarak görülmüştür. Salınımı yapılacak parazitoitlerin doğada bulunan bal arıları ve diğer böceklere bir zararı tespit edilmemiştir.
- Zira samuray arıları güney Asya' dan Amerika ve Avrupa'ya 14-15 yıl gibi bir zamanda kahverengi kokarcayı takip ederek ulaşmıştır.
- Bakanlığımız bu noktada 2018 yılındaki ilk tespit ve yoğunluk belirleme çalışmalarından sonra hızlı bir tepki göstererek parazitoit üretme çalışmalarına başlamıştır.
- İlk salınım 2023 yılında Artvin ilinde, 26.000 adetle yapılmıştı. Bakanlığımıza bağlı olan Araştırma Enstitütülerindeki Ziraat Mühendislerimiz, 2024 yılında 35 ilde 207 bin adet samuray arısı üretip doğaya salmayı başarmıştır. Bu üretimin 10 bini İlimizde doğaya salınmıştır.
- Biz bunu bir başarı olarak addetmekteyiz zira İtalya'da 12 enstitü 8 kuruluş bir yılda ancak 120.000 samuray arısı üretebilmiştir. Bu çabalarından dolayı başta Bakanlığımız olmak üzere Samuray arısı üretimini gerçekleştiren Tüm Enstitülerine ve İlimiz için parazitoit üreten Fındık Araştırma Enstitüsüne ve teknik elemanlarımıza teşekkür ederiz.
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Fındık Araştırma Enstitüsü’nün koordinasyonuyla yürütülen çalışma, Ortahisar ilçesi Akyazı Mahallesi’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Vali Yardımcısı Hacı Osman Hökelekli, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Yüksel Gülay, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale, İl Tarım ve Orman Müdürümüz İsa Kaplan ile kurum temsilcileri ve teknik personeller katıldı. İl Müdürümüz İsa Kaplan: “Doğayla dost bir mücadele yöntemini uyguluyoruz”
Açılış konuşmasını yapan İl Tarım ve Orman Müdürümüz İsa Kaplan, kahverengi kokarcanın fındık ve birçok tarım ürününe büyük zarar verdiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Bugün burada, doğayla dost bir mücadele yöntemini uygulamaya koyuyoruz. Samuray arısı, kahverengi kokarcanın yumurtalarına etki ederek zararlının popülasyonunu düşürüyor.
Bu zararlıya karşı mücadelede kimyasal yöntemler yerine, hedefe yönelik ve çevre dostu biyolojik mücadeleyi tercih ediyoruz.
Trabzon genelinde bu yıl doğaya toplam 56 bin samuray arısı bırakılacak. Bu arı, sadece kahverengi kokarcanın yumurtalarına etki ediyor ve diğer faydalı canlılara zarar vermiyor.
Ancak önemli bir hususa dikkat çekmek istiyorum; salım yapılan alanlarda kimyasal ilaçlama yapılması, doğaya salınan bu faydalı arılara zarar verebilir. Bu nedenle tüm üreticilerimizden ve vatandaşlarımızdan bu konuda duyarlılık bekliyoruz.”
Etkinlik kapsamında teknik personeller tarafından samuray arısının biyolojik rolü ve uygulama sonrası dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında katılımcılara bilgi verildi.